Hümanist psikoloji, davranışçılığın ve psikanalizin deterministik ve karamsar doğasına bir yanıt olarak 20. yüzyılın ortalarında ortaya çıktı. Davranışçılık çevreden etkilenen gözlemlenebilir davranışlara odaklanırken, psikanaliz bilinçdışı motivasyonları araştırırken, her iki teori de insan eylemlerinin özgür iradeden yoksun olduğunu öne sürdü. Buna karşılık, hümanist psikoloji her bireyin içindeki iyilik ve büyüme için doğuştan gelen potansiyeli vurgulayan bir bakış açısı sunar.
Bu yaklaşım birkaç temel ilkeyi ortaya koyar. İlk olarak, herkesin iyilik için potansiyeli olduğunu öne sürerek tüm insanların içsel iyiliğini savunur. Ayrıca bireysel özerkliği vurgular, kişisel gelişimi, kendini gerçekleştirmeyi ve kişinin kendi yolunu seçme özgürlüğünü teşvik eder. Hümanist psikolojinin bakış açısı, önceki teorilerin deterministik görüşleriyle keskin bir tezat oluşturur. Hümanist psikoloji, bireyleri yalnızca parçalara veya davranışlara indirgemek yerine bütün insanı göz önünde bulundurarak bütünsel bir yaklaşım benimser. Ek olarak, insan deneyimlerinin karmaşıklığını kucaklamak için öncelikle nitel araştırma yöntemlerini kullanırken, mutluluk, öz-kavram ve psikoterapinin etkinliği gibi alanlarda nicel çalışmaları da içerir.
Abraham Maslow ve Carl Rogers bu alana önemli katkılarda bulunmuştur. Maslow, insan motivasyonunu yiyecek ve güvenlik gibi temel hayatta kalma ihtiyaçlarından daha yüksek psikolojik ihtiyaçlara ve nihayetinde kendini gerçekleştirmeye doğru bir ilerleme olarak tanımlayan ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisiyle tanınır. Bu model, özellikle hümanistik psikolojinin insanların olumlu potansiyeline odaklanmasını yansıtır. Carl Rogers, danışan merkezli terapiyi tanıttı. Bu terapötik teknik, terapistten koşulsuz olumlu saygı, samimiyet ve empati ile dolu bir ortam yaratarak bireyleri güçlendirir. Danışanı terapötik sürecin merkezine yerleştirerek, bu yaklaşım kişisel gelişimi ve kendini anlamayı kolaylaştırır.
Genel olarak, hümanistik psikoloji, psikoloji, terapi ve kişisel gelişim alanlarını önemli ölçüde etkilemiş ve insan durumuna dair daha iyimser bir bakış açısını teşvik etmiştir. Ancak, eleştirileri de yok değildir. Bazıları, bireysel potansiyele ve kendini gerçekleştirmeye yaptığı vurgunun, sosyal ve kültürel faktörlerin insan davranışı üzerindeki etkisini göz ardı edebileceğini savunmaktadır. Bu eleştiri, hümanistik psikolojinin bireye odaklanmasının toplumsal normların, kültürel değerlerin ve sosyal yapıların insan davranışı üzerindeki etkisini tam olarak hesaba katamayabileceğini öne sürmektedir .Diğerleri ise yöntemlerinin bilimsel titizliğini, özellikle de nitel araştırmaya olan güvenini sorgulamaktadır. Eleştirmenler, nitel araştırmanın bireysel deneyimleri anlamak için değerli olmakla birlikte, nicel araştırmanın nesnelliğinden ve genelleştirilebilirliğinden yoksun olabileceğini savunmaktadır. Bu eleştirilere rağmen, hümanistik psikoloji bugün psikolojik uygulama ve araştırmanın önemli bir yönü olmaya devam etmekte ve insanların doğası gereği olumlu büyüme ve kendi kendini yönlendirme yeteneğine sahip olduğu anlayışını savunmaya devam etmektedir.
Bölümden 1:
Now Playing
An Introduction to Psychology
1.0K Görüntüleme Sayısı
An Introduction to Psychology
1.3K Görüntüleme Sayısı
An Introduction to Psychology
667 Görüntüleme Sayısı
An Introduction to Psychology
593 Görüntüleme Sayısı
An Introduction to Psychology
620 Görüntüleme Sayısı
An Introduction to Psychology
483 Görüntüleme Sayısı
An Introduction to Psychology
522 Görüntüleme Sayısı
An Introduction to Psychology
2.2K Görüntüleme Sayısı
An Introduction to Psychology
1.4K Görüntüleme Sayısı
An Introduction to Psychology
511 Görüntüleme Sayısı
JoVE Hakkında
Telif Hakkı © 2020 MyJove Corporation. Tüm hakları saklıdır